Prof. Dr. İlber Ortaylı “Türk Dünyası ve Türkoloji Çalışmalarının Güncel Meseleleri” başlıklı bir konferans verdi

Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, 27 Nisan 2018 tarihinde, Avrasya Araştırma Enstitüsü’nün davetlisi olarak “Türk Dünyası ve Türkoloji Çalışmalarının Güncel Meseleleri” başlıklı bir konferans verdi.

Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Devlet Üniversitesine bağlı Avrasya Araştırma Enstitüsü;Yunus Emre Enstitüsü ve Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosluğu’nun da destekleriyle, ünlü Türk tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından verilen “Türk Dünyası ve Türkoloji Çalışmalarının Güncel Meseleleri” başlıklı konferansı düzenledi.

Konferansın ilk açılış konuşmasını Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer yaptı. Sümer,  konuşmasında konferansın düzenlenmesinde emeği ve desteği olan paydaşlara teşekkür etti. Türk tarihinin başladığı topraklarda bulunduklarını aktaran Sümer, Türkler’in buradan başlayan hareketinin batıya doğru gittikçe büyüyerek, Dünya tarihinin seyrini değiştiren bir niteliğe büründüğünü aktardı. Bu çerçevede, Prof. İlber Ortaylı’nın Almatı ziyaretinin ve vereceği konferansın çok anlamlı olduğunu dile getirdi.  

İkinci konuşmayı Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosu Sayın Rıza Kağan Yılmaz yaptı. Rıza Kağan Yılmaz konuşmasında konferansı düzenleyen Hoca Ahmet YeseviUluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü’ne ve destekleyen tüm kurumlara teşekkür etti. Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Kazakistan’ın eski başkenti Almatı’ya gelmesinden ötürü teşekkürlerini sunarak, gelecekte Prof. Dr. İlber Ortaylı’nınKazakistan’ı daha fazla ziyaret etmesini diledi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı “Türk Dünyası ve Türkoloji Çalışmalarının Güncel Meseleleri” başlıklı konuşmasında eski Türkler’in ve bugünkü Türk dünyasının durumunu anlatarak, Rusya’yı istila edenlerin içinde Moğollar’ın çok az olduğunu ifade etti ve Moğollar’ın yanında daha çok Kıpçak Türkleri’nin olduğunu belirtti. 

Bugünlerde “Tatar”ismini taşıyanların kendi ismini beğenmediklerini vurgulayarak, kendilerini Bulgar olduklarını iddia ettiklerini açıkladı. Bir diğer yanlış ifadenin, Moğol ve Türkler aynı kökten oldukları ifadesi olduğunu belirterek, bu iki toplumun kökünün aynı olmadığının altını çizdi. Moğollar’ın ve Türkler’in sadece aynı akraba gruptan olduklarını açıkladı. Ortaylı, Türkler’in İslamiyet’ten önceki geleneklerini anlatarak Moğollar ile aralarındaki farklardan bahsetti.

Konuşmasının devamında Antik Çağ döneminden bugünlerdeki Türk dünyasına kadar olan dönemi anlatan İlber Ortaylı, asırlar içinde çok değişimler yaşandığını vurguladı. Özellikle Türk ırklarının farklı coğrafyalarda bulunmasına ve konuşulan dillerin birbirlerinden uzaklaşmasına rağmen, kökünde bu dillerin çok yakın olduğunu açıklayarak, bu toplulukların en fazla on gün içinde birbirlerini anlayacak hale gelebildiklerini söyledi. 

Bugünkü Türkoloji’nin sorunları üzerinde konuşmasına devam eden Ortaylı, herkesin kendi dilini bağımsız bir dil görmekte özgür olduğunu belirtti. Örneğin, İsveç, Norveç, Danimarka gibi ülkelerin, kendilerini birbirinden ayrı ülkeler olarak görse bile, aynı dilde konuştuklarını ifade etti. Bunun gibi eğilimlerin çok olduğunu açıklayarak, filoloji bakımından Hollandaca ve Almanca dillerinin bile esasen aynı lehçe durumunda olduklarının altını çizdi. Bugünkü Türk dünyasının en büyük sorunlarından birisinin, kendi dillerimizin kullanılması ve konuşulması konusu olduğuna vurgu yaparak kendi çocuklarımıza kendi ana dilimizi gerekli kadar öğretemediğimizi belirtti. 

İlber Ortaylı, Türk dillerinde konuşan ülkelerin yabancı dil öğrenmelerinin çok kolay ve hızlı olduğunu açıklayarak, son zamanlarda esas olarak Türk gençlerinin kendi dillerinde ve konuşma tarzlarında problemler oluşmaya başladığını söyledi. Bu sorunların çoğunun telaffuz sorunları olduğuna işaret ederek, Avrupa ve Amerika’nın etkilerini bu durumun en önemli nedeni olarak gösterdi. 

Arapçayı ve Müslümanlığı Araplar’dan öğrenmediğimizi, esasen Farslar’ın bize İslam’ı öğrettiğini anlatan Ortaylı, 10. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar bazı Türkler’in Müslüman olmadıklarını açıkladı. O dönemlere kadar kimi boyların konuştukları dilde 70’ten fazla “domuz”kelimesi olduğunu belirtti. Prof. Ortaylı, Türkler için Müslümanlığın çok önemli olduğunu anlattı ve İslamiyet’in dikkatle değerlendirildikten sonra Türkler tarafından kabul edildiğini belirtti. 

Prof. Ortaylı’nın sunumunu takiben, soru-cevap kısmına geçildi. Dinleyiciler, çeşitli konularda sorular sorarak görüş alışverişinde bulundular.

Konferansın sonunda Prof. İlber Ortaylı’ya, günün anısına sertifika ve hediye takdimi yapıldı.


Haber Resimleri