Doç. Dr. Mehmet Akif Okur Avrasya Araştırma Enstitüsünde seminer verdi

19 Nisan 2016 tarihinde Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur “Yeni Bir Yeryüzü Yangınına Doğru mu: Küresel Gerilimler ve Orta Doğu-Türkistan Havzaları” adlı seminer verdi.

Doç. Dr. Mehmet Akif Okur “Yeni Bir Yeryüzü Yangınına Doğru mu: Küresel Gerilimler ve Orta Doğu-Türkistan Havzaları” adlı seminerinde ana hatlarıyla günümüzde uluslararası arenada güç dengeleri, küresel oyuncuların stratejileri ve uluslararası ilişkiler teorilerine değinmiştir. Küresel güçlerin çatışma ihtimalini 2 yaklaşım ile anlatmıştır. Realizm ve neo-realizm teorilerine dayanarak küresel güçler arasında bir güç dengesi bulunması halinde çatışma ihtimalinin az olduğunu belirtmiştir. Lakin Organsky’nin 1950’li yıllarda ortaya koyduğu güç geçişleri kavramı ele alındığında ise 2 değişik faktörün bir araya geldiği durumlarda çatışmaların çıkabileceğini ifade etti. Burada eğer sistem içinde bir gücün lider küresel güce ekonomik anlamda yaklaşması ve bu gücün uluslararası arenadaki pozisyonundan hoşnutsuz olması durumlarının biraraya geldiğinde çatışmaların çıkabileceğini belirtti.

Organsky’nin gelecek projeksiyonlarından bahsederken onun Çin ve Hindistan gibi ülkelerin gelecekte büyük güçler olacağını öne sürdüğünü ifade etti. Organsky’nin bu görüşlerinin temelinde ülkelerin güçlerini ancak içten artırabileceğine inandığını ve sanayi ile nüfusun bu gücün arttrılmasında önemli faktörler olduğunu belirttiğini sözlerine ekledi. ABD’deki düşünce kuruluşlarında 2010 yılından itibaren Organsky’nin fikirlerinin yeniden popüler olmaya başladığına dikkat çekerek Çin’in ABD’ye ekonomik anlamda yaklaşmasından bir çatışma çıkacak mı sorusuna yanıt arandığını ifade etti. ABD’nin Organsky’nin fikirlerinden 2 somut sonuç çıkarabileceğini, bunların da ekonomik mesafeyi açık tutmak ile bu güçlerin uluslararası sistemin bir parçası olarak hissetmelerini sağlamak olduğunu belirtti.

Obama yönetimi ile bu yaklaşımın ABD politikasına hakim olduğunu ifade eden Doç.Dr. Okur, ABD’nin Irak ve Afganistan gibi bölgelerden çekilmesini ve Suriye krizine müdahil olmamasını ise şu şekilde yorumladı. ABD kendisine jeo-politik açıdan etkisi olmayan bölgelerden çekilerek hem ekonomik olarak kaynak tasarufu sağladığını, ayrıca diğer büyük bölgesel güçleri kendi güçlerini göstermeleri için bu alanlara çektiğini ve onların bu şekilde daha fazla kaynak tüketeceğini hesapladığını ifade etti. Buna örnek olarak ise Rusya’nın Suriye’ye girmesini gösterdi. Böylece onların hem ekonomik güçlerini azaltırken hem de rol kesici olarak prestij kazanmasına imkan verdiği yönünde görüşlerini bildirdi.

Günümüzde tüm bu güçlerin doğrudan karşılaşmak yerine, yeni bir yöntem olan hibrid savaş olarak tabir edebileceğimiz yöntemler ile birbirleriyle mücadele ettiklerini ifade etti. Bu modelin konvensiyonel, gayrinizami ve enformasyon savaşlarının birleşiminden meydana geldiğini belirtti. Rusya’nın Kırımı işgalinde gayrinizami ve enformasyon yöntemlerini kullanarak Rus üniformasız özel timlerinin Kırımı işgal etmesini ve bu işgalin Kırımlılar istemiş gibi lanse edilmesini bu yeni tür hibrid mücadeleye örnek olarak gösterdi.

Seminer sonunda katılımcılar ABD, Rusya ve Çin dış politikası hakkında görüş alışverişinde bulundular.


Haber Resimleri