Ahmet Yesevi Üniversitesi iftarda bir araya geldi

Gazi Üniversitesi Kültür Merkezinde düzenlenen iftara Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Doç. Dr. İbrahim Kalın, Tapu Kadastro Genel Müdürü Gökhan Kanal, UNESCO Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Öcal Oğuz, Avrupa Birliği Bakanlığı Müşaviri Celal Tüter, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müşaviri Kenan Önalan, Kırıkkale Vali Yardımcısı Dr. Ayhan Özkan, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Mehmet Ali Beyhan, Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Özdemir, TÜRTEP danışman öğretim üyeleri, üniversitenin personelleri, mezunlar, öğrenciler ve misafirler katıldı.

İftar programı kapsamında bir konuşma yapan Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Musa Yıldız, İstanbul, Midyat ve Kazakistan'daki terör saldırılarında şehit olanları rahmetle anarak, "Bu ramazan gününde ülkemiz için, İslam alemi için kötü düşünceler besleyenlerin, kötü düşüncelerini Allah onların başlarına çevirsin." diye konuştu.

Bu yılın, üniversite olarak yaptıkları girişimlerle UNESCO tarafından "Hoca Ahmet Yesevi Yılı" olarak ilan edildiğini aktaran Yıldız, "Bu yıl üniversitemizin de 25. kuruluş yılı. Bu kapsamda birçok faaliyet düzenledik. Bunlardan en önemlileri ‘’Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu’’ ve ‘’Divan-ı hikmet’’ sohbetleri oldu. Bu yıl itibarıyla 25 başlıkta 250 civarında faaliyetimiz olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da ‘’Son günlerde yaşanan terör olaylarına değinerek, hayatlarını kaybeden şehitlerin ailelerine başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı.  Devlet ve milletin teröre karşı bütün imkânları seferber ettiğini ve mücadeleyi sürdürdüğünü vurgulayan Kalın, bu mücadelenin en önemli yönlerinden birinin başında manevi ve moral anlamında güçlü olunmasının geldiğini’’ söyledi.

Hoca Ahmet Yesevi'nin hikmeti, felsefesi, irfanı ve birikiminin yollarını aydınlatacak nitelikte imkânlar sunduğunu dile getiren Kalın, Ahmet Yesevi'nin Divan-ı Hikmet'inde hikmeti, "neden sorusuna verilen cevap" olarak tanımladığını belirtti.

Kalın, bir şeyin neden, ne için yapıldığının sebebi anlaşıldığı zaman onun hikmetinin de bilineceğini ifade eden Kalın, şöyle dedi:

"Hikmet, insana verilen büyük bir nimet. Yaptığımız bir amelin, bir eylemin, bir iyiliğin neden yapıldığını kavradığımız zaman onun hikmetini de kavramış oluyoruz. Bugün maalesef hayatımızda çok hüküm var ama o kadar da az hikmet var. Hâlbuki hüküm kadar hikmeti de çoğaltmamız lazım."

Bu yıl Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti bünyesinde bir dizi etkinlikler yapıldığını hatırlatan Kalın, “Bütün bunların amacı aslında Yesevi’yi hatırlamak ama onun da ötesinde Yesevi’nin mesajı üzerinden hatırlanması gerekeni hatırlamak. Arapça ’da bildiğiniz gibi ‘zikir’ kelimesi hem hatırlamak hem de zikretmek anlamında. Ama hatırlamak sadece bir şeyi muhtevasından bağımsız hatırlamayı ifade etmiyor. Onun manasına nüfuz etmeyi, onun manasını idrak etmeyi, kavramayı ifade ediyor. Nitekim Ahmet Yesevi de Divan-ı Hikmet’inde ‘Hikmet’i neden sorusuna verilen cevap olarak tanımlar. Yani bir şeyin neden yapıldığını, ne için yapıldığını, sebebini anladığımız zaman, onun hikmetini de anlamış oluruz. İşte hikmet insana verilen büyük bir nimet. Yaptığımız bir amelin, bir eylemin, bir iyiliğin neden yapıldığını kavradığımız zaman onun hikmetini de kavramış oluyoruz. Bu akıl melekesiyle yaptığımız bir şey, aklederek yaptığımız bir şey. Allah’ın bize verdiği büyük nimetlerden akıl melekesiyle neden, neyi, nasıl yaptığımızı anlamamıza imkân sağlayan bir melekedir bu. Biz yaptığımız işin hikmetini anladığımız zaman, aslında onun derin manasını, onun manevi alem içindeki yerine de kavramış oluruz. Hikmeti anlamadan hükmü uyguladığınız zaman aslında dini hükümlerin de içini boşaltmış; onların kuru, formel, soğuk birer emir-yasak haline indirgemiş olursunuz. İslam tarihinde de bunun örnekleri vardır. O yüzden Müslüman ulema, hekimler, arifler her zaman hükmün hikmeti üzerinde durmuşlardır. Bir hükmün, ‘biz niye bugün oruç tuttuk, niye şimdi iftar yaptık, neden bayramda bayram yapacağız, neden namaz kılıyoruz, neden haramdan uzak duruyoruz, neden farzları, helalleri yerine getiriyoruz?’ Bu soruların cevaplarını kavradığımız zaman hükmün hikmetine de nüfuz etmiş oluyoruz. Bugün maalesef hayatımızda çok hüküm var ama o kadar da az hikmet var. Hâlbuki bizim hüküm kadar hikmeti çoğaltmamız lazım, yaptığımız işin manasını kavrayacak melekeleri geliştirmemiz lazım. Burada Ahmet Yesevi’nin yolu bize bugün de ışık tutmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.


Haber Resimleri